KİTAP İNCELEMESİ #1: SABAHATTİN ALİ - İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN

  


İÇİMİZDE ŞEYTAN YOK... İÇİMİZDE ACİZ VAR...


Sabahattin Ali, uzun zamandan beri alıp okumak istediğim ancak bir türlü fırsat bulamadığım yazarlar arasındaydı. Nihayet, geçtiğimiz hafta CNR kitap fuarına giderek, İçimizdeki Şeytan kitabını aldım ve hemen okumaya başladım. İçimizdeki Şeytan ile başlamaya karar vermemin sebebi ise arka kapakta kitabın içinden yapılan şu alıntıdır:

İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...

Kitapta hayatta karşılaşabileceğiniz her çeşit insan tipine yer verilmiş diyebilirim. Konu Ömer ile Macide'nin hızlı ve kısa süreli aşk hikayesi ekseninde ilerliyor olsa da aslında her insanın, en iyi görünen insanın dahi çaresizliğe düştüğünde, bahanelere sığınarak ne kadar çirkin yollara başvurabileceğinin gösterildiği derin bir hal alıyor. Derin derken gözünüzü korkutmasın, kitap çok akıcı ve kesinlikle yormuyor. O kadar akıcı ki son sayfalara geldiğimde kendimi, "bitti mi, ne kadar çabuk" derken bulmuştum. 

Tıpkı Bir Rüya Gibi


Kitabın kurgusunu ve karakterlerini bütünleştirerek tek bir cümle ile anlatmak istediğimde, tıpkı uzun ve karmakarışık, iyi ile kötünün iç içe geçtiği bir rüya gibi olduğunu söyleyebilirim. Çünkü özelikle ana karakterlerden biri olan Ömer duygularını o kadar uç noktalarda yaşıyor, o kadar fazla hayal kuruyor ve o kadar çok yanlış yapıyor ki, artık bu kadar da olmaz diyerek herhalde bunların hepsi kötü veya güzel bir rüya, şimdi uyanacak ve gerçek hayata dönecekler diye düşünmeden edemiyor insan. Bir insan gerçek hayatta bu kadar hatayı, göz göre göre, art arda yapamaz, yapmamalı diye düşünsem de, işin tuhaf tarafı hepimizin bir şekilde içimizdeki şeytanı suçlayarak benzer yanlışlara düştüğümüzü gördüm.

Kitabın en can alıcı yönü de bu zaten. Her çeşit insana yer verilmiş ve hepsinin içindeki şeytana da değinilmiş. Sizde olmasa dahi çevrenizde mutlaka vardır böyleleri. İşte bu yüzden yazarın muhteşem insan tahlillerine ve bunu o rüya gibi aşk hikayesinin, olay kurgusunun içine titizlikle işleyişine, kendinizi kaptırmadan edemiyorsunuz. Sonra bir bakıyorsunuz kitabın sonu gelmiş, kafanızda onlarca sorgulama, bir yandan yazara karşı bir hayranlık hissi. Başta da söylediğim gibi kitap, kurgu ve karakterler tıpkı bir rüya gibi okuduğunuz sürede çok yoğun ve uzun gelse de bir anda uyanıyorsunuz ve bitiyor. Ancak ne kadar reddetmek isteseniz de hepsinin bir şekilde, bir yerlerde gerçek olduğunu bilerek kapatıyorsunuz kitabı.

Ben bu kitabı okuduğumda insanlardan nefret mi edeceğim, umutsuzluğa mı düşeceğim diye düşünenleriniz varsa, kesinlikle böyle bir çıkarım olmadığını da söyleyeyim. Kitap sadece çoğumuzun kaçmaya çalıştığı, bahanelerin ardına sakladığı gerçekliklerle yüzleştiriyor sizi, hem iyisiyle hem kötüsüyle önünüze seriyor tüm gerçekleri.
KİTAP İNCELEMESİ #1: SABAHATTİN ALİ - İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN KİTAP İNCELEMESİ #1: SABAHATTİN ALİ - İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN Reviewed by Ne Okudum Ne İzledim on Mart 20, 2016 Rating: 5

3 yorum

  1. Bir edebiyat sitesinde bir kaç sayfasını okumus ve çok beğenmiştim. Ama okumak bir türlü kısmet olmadı. Ama sen okumuşsun. Kitabı çok iyi anlattın. Evet, hepimiz kaciyoruz zora gelince. İçimizde böyle bir duygu saklı. Kaçmak faydalı bir şey değil. Ama yine de yapıyor insan işte. Bu arada hem yorumumu ilettim. Hem de böyle bir yazının yorumsuz kalmamasını sağladım. Gerci bu yazıyı şimdilerde yayınlamış olsaydın asla yorumsuz kalmazdı. Artık kitleler tarafından takip ediliyorsun. Eline sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kısa zamanda tamamını da okumalısın, ben okumadan önce abartıldığını düşünüyordum ama gerçekten iyiymiş dedim. Yazıdan da belli oluyordur herhalde. :) Bir taşta iki kuş olmuş seninki de. :D
      Yazdıklarım ilgi görüp iyi kötü bir şeyler yazınca insanlar mutlu oluyorum. Kendimi geliştirmeye çalışıyorum, oldum dememek lazım. Henüz yolun başındayım. :) Burada asıl önemli olan kendini en güzel şekilde ifade edebilmek, doğru işler yapmak, samimi olmak. Gerisi kendiliğinden geliyor diye düşünüyorum.
      Çok teşekkürler güzel yorumun için. :)

      Sil