FİLM İNCELEMESİ #7: 12 KIZGIN ADAM / 12 ANGRY MEN
Herkese merhaba,
Bugün biraz eski bir filmi tanıtıp, yorumlamak istiyorum sizlere. İzleyenleriniz vardır elbette ama gördüğüm kadarıyla eski ve iyi olan pek çok film gözden kaçabiliyor. Bu anlamda izleyenlere hatırlatıcı ve izlemeyenlere de tavsiye niteliğinde, keyifle okuyacağınız bir yazı olmasını umuyorum.
"SUÇLU, SUÇLU, SUÇLU..... SUÇLU DEĞİL!"
Amerikan adalet sistemine çok sert bir eleştiri olarak yorumladığım filmde, bir cinayet davası görülüyor. Bir çocuk düşünün, Amerika'nın kenar mahallelerinde yaşıyor, toplumdan dışlanmış, ne yapsa sırf geçmişi oraya ait diye hoş görülmüyor. Sonra bir olay yaşanıyor, gecenin bir yarısı bir adam ölü bulunuyor. Olay yerinde de bir bıçak bulunmuş, bir de bakıyorlar ki bıçak çocuğa ait, kısa bir sorgulamanın ardından, çocuk belki korktuğundan belki de gerçekten o suçu işlediğinden fazla söyleyecek bir şey bulamıyor. Cinayetin işlendiği sırada, sinemada olduğunu söylüyor ama filmin adını da hatırlayamıyor. Tüm bu çelişkiler, insanların ön yargılarıyla birleşince, suçlu hemen bulunuyor.
Bir hiç olmak çok üzücüdür beyler. İnsanlar hep aranmak ister, dinlenmek ister, hayatta bir kez de olsa önemli olmak ister.
Mahkeme görülüyor ve film de hakimin son sözü jüriye bıraktığı anlarda başlıyor. Mahkeme salonunda bulunan insanların hepsi biran önce bitse de gitsek ruh haliyle takılıyorlar, bu rahatlık ve umursamazlık ilk anda fark ediliyor. Kanunlara göre 12 üyeden oluşan jüri, bir odaya alınıyor. Görevleri suçlu veya suçlu değil şeklinde ortak bir karar almak. Tek bir kişi bile, farklı bir oy kullandığında ikna çabaları ve tartışmalar başlıyor. Ancak jürideki bir kişi hariç, herkes çok kısa sürede karar verileceğinin rahatlığıyla hareket ediyor. Onlara göre olay çok açık, her zamanki gibi bir kenar mahalle çocuğu babasını öldürmüş, bundan daha doğal ne olabilir ki? Onların hepsi aynıdır zaten!
Jüri de toplumun her kesiminden insanın bulunduğunu söylemek mümkün. İnsan bir yandan da bu adamların, böyle önemli bir konuda karar verme yetkisini üzerine alan bir jüride ne işi var diye düşünmeden de edemiyor. Çünkü onlar için akşam oynanacak bir maç, iş hakkındaki konuşmalar vb. sıradan işler, bir çocuğun hayatından çok daha önemli. Olaylar kendilerine dokunmadığı sürece, insanlar hakkında karar vermek çok kolay.
Elimi kaldırıp bir çocuğu ölüme göndermek benim için pek kolay değil.
YARGILANAN SEN OLSAYDIN, NE YAPARDIN?
İşte hepsi bu ruh halindeyken, oylama başlıyor. Sırayla oylar açık bir şekilde söylenmeye başlıyor. Bir numaradan başlayarak, sırasıyla "Suçlu, suçlu, suçlu,.....,suçlu değil", işte filmimizin gerçek anlamda başladığı yer burası. 11 adama karşı 1 adam, içindeki çok ufak bir şüpheye dayanarak, çocuk belkide suçlu olmayabilir diyor ve olayı deşmeye başlıyor. Herkes bu tek adamın suçlu olmayabilir düşüncesini saçma bulup, onu ikna etmeye çalışsa da, bir süre sonra, işlenen cinayetle ilgili gözlerinden pek çok önemli noktanın kaçtığını fark ediyorlar. Bütün dengeler bu andan itibaren değişmeye başlıyor. Ön yargısı kuvvetli olanlar daha çok sinirleniyor ve kirli oynamaya başlıyorlar, kimileri daha mantıklı hareket ediyorlar, kimileri ise sonucun ne olduğunu umursamadan bir an önce gitmek için çabalıyor.
Ne zaman ön yargınızı kullansanız, gerçekleri göz ardı edersiniz.
Tek bir oda içerisinde, bir kaç adamla, sadece diyaloglar üzerinden ancak bu kadar güzel bir film çekilebilir. Oyunculuklar muhteşem ve kesinlikle otoritelerin de söylediği üzere bir başyapıt. Siz dışarıdan, hararetli tartışmaları izlerken, bir yandan da toplumun çeşitli kesimlerini, meslek gruplarını temsil eden bu adamların gerçekte kim olduklarını, nasıl düşündüklerini daha iyi görmeye ve anlamaya başlıyorsunuz. Dikkatimi çeken bir nokta da jüri üyeleri içerisinde kadınların ve siyahi insanların bulunmuyor olmasıydı. Bu da dönemin Amerikan toplumunun özelliklerinden biri sanırım.
SON SÖZLER VE FİLM MÜZİĞİ
1957 yapımı olsa da geçmiş ve günümüz toplumlarına dair pek çok çıkarımda bulunulmasını sağlayan, yalnızca Amerikan adalet sistemi ve toplumsal yapısını değil, evrensel anlamda adalet ve toplum üzerine izleyenleri düşündüren bir film olduğunu düşünerek, izlemenizi tavsiye ediyorum. Ayrıca filmin tek bir doğru düşüncenin neleri değiştirebileceğini de çok iyi ortaya koyduğunu düşünüyorum.
Filmin pek fazla müziği yok, en beğendiğimi hemen alt tarafa ekliyorum, dilerseniz dinleyebilirsiniz.
DEĞERLENDİRME
FİLM İNCELEMESİ #7: 12 KIZGIN ADAM / 12 ANGRY MEN
Reviewed by Ne Okudum Ne İzledim
on
Mayıs 27, 2016
Rating:
Eski filmleri severim. İzlediklerim var. Bu filmi duymuştum; ama izlediklrrim arasında yok. 11'e karşı 1... Önyargıya karşı aklın öne sürdükleri. Tüm bunlar izlenmeye değer kılıyor. İnsanlar ne çekerse önyargıdan, peşin hükümden çekmezler mi? Kimi filmdeki çocuk gibi peşinen suçlu bulunur kimi de peşin peşin suçlar. Bir fırsat bulup da izlemeli.
YanıtlaSilKesinlikle öyle ve genel anlamda insanlar ön yargılarıyla hareket ediyor, bu doğrultuda yanlış hükümler veriyor. Hem geçmişte hem de günümüzde durum böyle.
SilTeşekkürler yorum için, dilerim izleyince keyif alırsınız. :)
Bu filmi görmüş okumuştum. Daha doğrusu oyununu. Tiyatrolarda da oynadı. Okuduğumda bu kadar eski olmasında rağmen duymamış olmama şaşırmıştım.
YanıtlaSilÇok güzel anlatmışsın.
Çocuğu yargılarken kendini yargılayacak aslında herkes. O ince çizgide ne karar vereceğini düşünecek...
Çok zor bir karar...
Ne olursa olsun hiçbir çocuk için böyle bir karar verilmesin diyerek de bitireyim :)
Eline sağlık.
Özellikle imla titizliğin sebebiyle keyifle okuyorum bütün yazılarını ;)
Evet tiyatroda sahnelendiğini bende zaman zaman görmüştüm ama filmini izleyebildim sadece. "Ben ne yapardım?" sorusunu çok defa sormanıza sebep oluyor film, izlerken. Karar vermesi ve kişinin en başta kendisine dürüst davranması da çok zor.
Silİnşallah diyeyim ben de. :)
Çok teşekkür ederim, elimden gelen özeni gösteriyorum. :)
Bırak tiyatroyu filmi ilk defa gördüm ve okudum ben :( O kadar film izliyorum ama nerde...
SilFilm incelemelerini beğeniyorum Serhat! kitap yorumu kadar titiz anlatıyorsun ;) -Sağda da oyumu kullandım ama tek koldan değil dağınık-
Bu filmi izlemek istiyorum içim dışım aksiyon, bilim kurgu, fantastik olunca kaçırdığım çok oluyor :(
İmla radarından da geçmişsin daha ne olsun! Dağınık'tan geçmek zordur ;)
Tavsiyen için teşekkürler ;)
Elimden gelen özeni göstermeye ve kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
SilSizler benden daha tecrübelisiniz, böyle övgüler alınca mutlu oluyorum.
Aynen zaten birden fazla oy kullanılmasını istiyorum, genel olarak neler beğeniliyor diye. Teşekkür ederim dikkate alıp oy kullandığın için. :)
Arada böyle düşündüren filmlere de yönelmek, nefes almak gerekiyor gerçekten.
Hadi ya :D Geçtiğime sevindim öyleyse. :D
Ben teşekkür ederim bu güzel yorum için. :)
Bu işler tecrübeye bakmıyor ki serhat, ne bloglar var, özenen ve titiz olanlar bir şekilde farkını yansıtıyor, sen de buna dahilsin 😉
SilGeçtin geçtin ben hala tırsıyorum, hiç de gözünden kaçmıyor dağınık annenin 😂
Teşekkür ederim tekrar, öyle görüldüğüne sevindim.
SilNe mutlu bana o kadar zor bir testten geçmişim, darısı tüm bloggerların başına. :D:D
Adını duymuştum ama izlememiştim. Gerçi uzun zamandır siyah beyaz film de seyretmedim. Vakti gelmiş idi. Teşekkür ediyorum paylaşımın için ⭐
YanıtlaSilBen teşekkür ederim, iyi seyirler şimdiden. :)
SilGerçekten merak ve ilgi uyandıran bir konusu var inşallah denk gelirsem izlemek isterim. Ama ne yazık ki bugünlerde pek bir fiilm izleyemiyorum hemen sıkılıyorum hadi hayırlısı...
YanıtlaSilZaman zaman oluyor öyle... Film veya kitap okuma isteği gidiyor insanın, ne yapsa fayda etmiyor. Kendiliğinden geliyor o istek bir süre sonra. :)
SilDilerim keyifle sıkılmadan izlersiniz. :)
Kızgın adamların dünyasında kanadı kırık çocukların yem oluşu. Dünyanın değişmeyen ve de en acı klişesi.
YanıtlaSilFilmi kısa ve net özetleyen bir yorum olmuş.
SilHayatı ön yargılarımızla yönlendirmek ve diğer ihtimalleri hiç düşünmemek de diğer bir klişe olarak görülebilir.
Teşekkür ederim yorum için. :)
İzlememiştim ama o kadar güzel anlatmışsın ki izlemiş kadar oldum :) Sadece ismini mi okusaydım keşke diye düşünmedim değil :) Yinede merak ettim mutlaka bakacağım :)
YanıtlaSilGenelde film ve kitap anlatımlarında yüzeysel olmaya çalışıyorum.
SilAsıl sürükleyici ve güzel olan tek adamın verdiği mücadele ve ikna çabası.
Herkesi kendi içinde bir sorgulamaya götürüyor film.
Dilerim beğenirsin sende, teşekkürler. :)
Ben izlememiştim ama merak ettim. Tek bir odada geçen bu filmi, nasıl oluyor da sürükleyici oluyor.. izlemem lazım
YanıtlaSilBen de izlemeden önce sıkıcı olacağını düşünmüştüm. Hatta bir süre bu sebeple ertelemiştim. Sonrasında pişman oldum. Oyunculuklar çok başarılı. Kısa sürede içine çekiyor sizi film. Dilerim beğenirsiniz sizde benim gibi.
SilYorum için teşekkür ederim. :)
Bu filmi kısa zaman önce izledim ve çok beğenmiştim. Siz de çok güzel anlatmışsınız. Fakat filmin iki farklı dublaj ile seslendirmesi var ve baya fark ediyor. Filmde son sahne hariç isim kullanılmaması da ayrı bir şey. Bizlere de hüküm konusunda büyük bir ders veriyor.
YanıtlaSilEvet biliyorum Semih, görmüştüm o paylaşımını. :)
SilBen genelde orjinal seslerle alt yazılı olarak izlemeyi tercih ediyorum.
Dublajlar hoşuma gitmiyor.
Evet o da dikkat edilesi bir nokta.
Teşekkür ederim yorumun için. :)
Uzuuun zamandır izlenecekler listesindedir ve anlatımınla yukarılara yükselmiş bulunmaktadır film. Bakalım kısmet :) Bu arada ilk paragrafta söylediklerin o kadar doğru ki. Eski, klasikleşmiş filmlerin bir çoğunu büyük bir kalabalık hiç duymamış bile. O yüzden eskileri de sıklıkla yazmalı.
YanıtlaSilMaalesef öyle, çok güzel filmler var aslında. Sanırım burada da bir ön yargı söz konusu. :) Şans vermek gerekiyor eski başyapıtlara.
SilYaptığım incelemeler bu şekilde etki yaratınca mutlu oluyorum ben de. İyi seyirler diliyorum ben şimdiden. :)
Çok teşekkür ederim. :)
İzlemiştim filmi Serhat, çok güzel anlatmışsın.O, onbire karşı tek adamın mücadelesi ve malum son.Ben böyle filmlerde ağlarım.Bunda da ağlamıştım.Çocuk denince ben hoşgörünün şart olduğunu düşünürüm.İnsanların her birinin çocuğa,çocuklara bakış açıları bu kadar farklılık göstermemeli.Günümüzde çocuklarımıza reva görülenler mesela...Aslında hemen Amerikan Mahkemelerinde jüri sistemi nedir?diye küçük bir araştırma yaptım.1957 lerde öyle değilmiş herhalde ama şimdilerde bir çok çocuk mahkemesi çocuk davalarını 'Hukuk Davası'olarak gördükleri için jürisiz çalışır der.'Jüri kimlerden oluşur ve nasıl seçilir'i araştırdım.Çok ilginç geldi.O da, seçmen numarası ve ehliyet numarasına göre sırayla ve 'İngilizce anlayıp anlamadığını, özürlü olup olmadığını veya jüri olmaya engel bir durumu olup olmadığı'nı soran bir form gönderilirmiş.Ehil olanlar havuzda yerini alır ve çağrıldıkları güne kadar aday olarak beklerlermiş.Ancak birkaç jüri görevi davetine icabet etmeyenler hakkında mahkemeye zorla getirme veya cezai işlemler uygulanırmış.Yani nasıl bir karakter yapısına ve içsel yapıya sahip olursan ol, orada karar vermekte etkili oluyorsun.Bence sağlıklı değil.Bu yargıya, bazı verilen kararların sağlıksız olmasından giderek vardım.Emeğine sağlık Serhat.Değerli bir evlatsın vesselam.Sevgilerimle :)
YanıtlaSilSenin yorumun ve verdiğin bilgilerle daha da bir güzel oldu Ece Abla, teşekkür ederim.
YanıtlaSilEhil olmanın karşılığı yetersiz aslında, sağlıksız bir sistem dediğin gibi. Bu bilgiler ışığında filmde yapılan sorgulamaların yerinde olduğu da görülüyor.
Çok teşekkür ederim yorumun için. Saygılar, sevgiler. :)
Film kitap eleştirilerini pek seviyorum. :) :)
YanıtlaSilBana da hem yazmak hem de okumak keyif veriyor.
SilTeşekkür ederim. :)
Amerikan adaletinde Jüri sistemini ilginç buluyorum. Bir anda kapınızda jüri olacaksın mahkemeye gel diye bir çağrı buluyorsunuz. Her işinizi bırakıp mahkemelerde zor bir sürecin içinde buluyorsunuz kendinizi... Avukatlar sanatlarını konuşturuyorlar falan...
YanıtlaSil12 Kızgın Adam daha önce izlediğim filmlerdendi. Dar bir mekanda geçmesine rağmen hiç sıkılmadan izlenebilen izleyince de unutulmayan filmler arasında yerini almıştır benim için. Teşekkürler :)
Tuhaf bir sistem gerçekten, adaleti sağlıklı bir şekilde sağlamak ne derece mümkün olur bilemiyorum.
SilBenim için de öyle oldu, gerçekten bir başyapıt.
Teşekkürler yorum için. :)
heey baksanaaa, blogumda yanda "kültür" başlığında 16 mart 2016, en iyi 10 amerikan filmi listeme koydum bu filmii. çok çok iyi film eveet :)
YanıtlaSilYorumu görünce girip baktım o listeye, bir kaç tanesini izlemiştim ama hala izlemediklerim var. Onlara da bakacağım. Teşekkür ederim yorum için. :)
SilHala izlememiş olmak çok üzüyor beni. Adını bilmemek imkansız zaten ama nedense hiç ilgimi çekmemişti. Mahkemeli, suçlu, davalı filmlerden pek hoşlanmıyorum, ondan sanırım. Ama konusu çok güzelmiş, ayrıca çok etkili anlatmışsınız filmi.. Önyargı gerçekten de dünyadaki en kötü zayıflık bence. Marquez'in de yazdığı gibi "Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım."
YanıtlaSilNe güzel söylemiş, katılıyorum dediklerinize.
SilBen de aynı durumdaydım izleyince durum değişti tabi.
Zevk meselesi tabi, beğenmeyebilirsiniz de. Yine de mutlaka şans verilmesi gereken bir başyapıt olduğunu söylemeliyim.
Çok teşekkür ederim yorum için. :)
Maalesef gözden kaçtı izlenecek :)
YanıtlaSilEski yapımlar genelde öyle oluyor. İyi seyirler şimdiden. Yorum için de teşekkür ederim. :)
Silbugünkü son yazıma bi baksan yaaa :)
YanıtlaSilBaktım ve gördüm.
SilÇok teşekkür ederim tekrar. :)
Eski filmlere bir türlü el atamıyorum ya, bu benim ayıbım.. Ama aldım listeye, yine öyle güzel anlatmışsın ki.. Sadece onun için bile izlenebilir.
YanıtlaSilİzleyeceğim, sonra yine gelip yorum yapacağım. Emeğine sağlık :)
Ben de çok fazla el atamıyorum ama izleyip de beğenmediğim olmadı bugüne kadar.
SilEn azından başyapıt olarak gösterilenleri izlemeli diye düşünüyorum. Günümüzün pek çok filminden daha iyiler.
Şimdiden iyi seyirler, tabi merakla bekliyorum yorumunu, bekletme fazla. :)
Teşekkür ederim güzel yorumun için. :)
Mükemmel bir film. Bazen filmden kesitler görüyorum bloglarda, insana değişik açılardan bakmayı gösteriyor.
YanıtlaSilKatılıyorum dediklerinize. Bakış açısı kazandırıyor kesinlikle.
SilTeşekkür ederim yorum için. :)
vayy vayy hakikaten efsanedir,
YanıtlaSilama insan zihnine ne kadar yerleşirse yerleşsin arada uçuyor, unutmuşum mesela sayende hatırladık, tekrardan bir bakalım:)
Arada hatırlamak gerekiyor gerçekten benim de aklımdan çıkıyor pek çok film ve kitap. Teşekkür ederim yorum için. :)
SilSevgili Serhat merhaba;
YanıtlaSilizlediklerim arasında ... Ama şimdi sen böyle anlatınca tekrar izlemeliyim diye düşündüm ...
Seviyorum kalemini ...
güzel günler diliyorum
Merhaba Didemika;
SilBelirli aralıklarla tekrar izlemek veya okumak, gözden kaçan noktaları yakalamayı, farklı bakış açıları kazanmayı sağlıyor. Zaman zaman ben de yapıyorum bunu, hoşuma gidiyor.
Ben de senin ve diğer arkadaşların yazılarını ve yorumlarını okumaktan, desteğini almaktan çok mutlu oluyorum. Teşekkür ederim, hayırlı geceler... :)
Bu filme karşı önyargılıydım. 60'lı yıllarda çekilmiş, tek bir odada geçen siyah beyaz bir film... Kulağıma pek ilgi çekici gelmiyordu ama izledikten sonra filme tek kelimeyle bayıldım. İyi ki izlemişim diyorum. Bir an bile sıkılmadan izledim.
YanıtlaSilDemek ki böyle film de çekilebiliyormuş değil mi? :D
SilBen de benzer düşüncelere sahiptim film hakkında ve şimdi iyi ki izlemişim diyenlerdenim sizin gibi.
Teşekkür ederim ilginiz için. :)
Citizen Kane ve Modern Times ile beraber favori filmlerimden. Filmin alt metninin ötesinde, önyargının sebeplerinin netliği, trajedisi oldukça çarpıcıydı.
YanıtlaSil