FİLM İNCELEMESİ #12: EL ABRAZO DE LA SERPİENTE / YILANIN KUCAĞINDA



Amerika'nın keşfi, sömürgeci güçler için yeni diyarlar keşfedip, sınırsız zenginliğe ulaşmak olarak görülüyorken, bu kıtanın gerçek sahipleri için ölüm, katliam, gözyaşı, yitip giden geçmiş ve kaybolan bir gelecek demekti. 15. yüzyıldan beri bu topraklarda yaşanan insanlık dramı çok sonraları fark edildi ancak iş işten geçmişti artık. Türlü kültürlere, şehirlere, inançlara ve dillere ev sahipliği yapmış, yaşayanların doğayı kavrayışı ve onunla oluşturduğu uyum sayesinde hiç el değmemiş gibi tertemiz bıraktığı bu topraklara artık sömürgeci anlayışın yarattığı yıkım ve aç gözlülük hakimdi.



Her bitki, her ağaç, her çiçek bilgelikle dolu.
"El Abrazo De La Serpiente" yani Türkçesiyle "Yılanın Kucağında" filminde bu yıkımdan arta kalanları ve her şeye rağmen inancını, dilini ve kültürünü devam ettirme savaşı veren bir avuç yerli insanı görüyoruz. Kolombiya'nın Oscar Adayı olarak gösterilen ilk filmi olan Yılanın Kucağında, 20. yy. farklı dönemlerinde Amazon bölgesinde araştırmalar yapan iki bilim insanının günlüklerinden yola çıkılarak, "üstün bir sinema dili" ile sömürgeci zihniyetin aç gözlülüğünü ve yarattığı yıkımı ortaya koyan, gerçek bir hikaye.

BÜYÜLÜ AMAZON DİYARINA YOLCULUK




Tüm biliminiz buna, şiddete ve ölüme yol açıyor.
Siyah beyaz olarak çekilen bu filmde Amazon'un az bilinen insanlarına, nehirlerine ve nimetlerine doğru derin bir yolculuğa çıkıyoruz bu günlükler vasıtasıyla. Ormanı bilmiyorsanız, nereye giderseniz gidin hep aynı yerdesiniz ve onu bilmek için önce anlamak gerekiyor. Yerliler için gerçek bilgi ve zenginlik ormanın onlara sunduğu canlılık ve besinler olduğu için, onun yok olması veya herhangi bir şekilde zarar görmesi kendilerini de etkilemektedir. Bu yüzden doğaya karşı derin bir saygı ve anlayış içinde hareket edip, onun sırlarına vakıf olmaya çalışırlar. Bu görevi de her kabilenin "şaman" adayları üstlenir.

Kim olduğunuzu ve nereden geldiğinizi asla unutmayın. Şarkımızın solmasına izin vermeyin.

Karamakate adlı "şaman", "beyaz adamın" gelişinden bu yana gerçekleşen katliam ve yıkımlardan kurtulmuş az sayıda yerliden biridir. Atalarından öğrendiği inançları, kültürü ve yaşamı koruma savaşı vermektedir. Bu şekilde sürdürdüğü hayat serüveninde biri gençliğine diğeri de yaşlılık zamanına denk gelen iki gezgin bilim adamı ile tanışır ve onlara rehberlik eder. Bu iki gezgin bilim adamı, filmin çıkış noktasını oluşturan günlüklerin sahibi Theodor Koch-Grunberg ve Richard Even Schultes adlı kişiler.

İLK YOLCULUK




Orman kırılgan. Ona saldırırsan o da sana saldırır.
Karamakate'nin rehberliğindeki ilk yolculuk 20. yüzyılın başlarında gerçekleşmiş. Karamakate, Theodor'un geçirdiği ağır hastalığın çaresini bilen tek kişi olarak, kendisini yıllar önce gördüğü halkına ulaştırması halinde ona şifa vermeyi kabul eder. Nehir üstünde ormanın derinliklerine doğru, bilgisine sadece yerli halkın ve şamanların vakıf olduğu "Yakruna" adındaki bir bitkiye ulaşmak için yolculuğa çıkarlar. Bu bitki, Karamakate'nin deyimiyle halkının sahip olduğu en kutsal ve önemli bilgidir, yanlış ellere düşmemeli ve iyi şeylerde kullanılmalıdır. Yakruna'yı, doğaya karşı saygılı ve anlayışlı olmalarının karşılığında onlara verilmiş bir ödül olarak düşünürler.

Dinle! Nehir, ne zaman kürek çekeceğini sana söyler.
Bu yolculuk esnasında, sömürgeci zihniyetin doğada ve insanlarda yol açtığı tahribatları net olarak görürler. Karamakate bunu sonun başlangıcı olarak yorumlamaktadır. Çünkü, insan doğaya ve başka canlıların yaşamlarına saygı duymaz ve onlara karşı açgözlü davranırsa, aslında kendi sonunu hazırlamış olacaktır. Tüm bunlar açıkça biliniyor ve görülüyor olmasına rağmen doğaya karşı girişilen bu katliam hiçbir zaman durmamış, aksine dozunu arttırarak devam ettirilmiştir.

YAŞLI KARAMAKATE İLE SCHULTES'İN YOLCULUĞU



Yıllar sonra, 20. yüzyılın ortalarına doğru Schultes adındaki bir bilim insanı, Theodor'un günlüklerinden etkilenerek "Yakruna" bitkisine ulaşmak için Karamakate'ye danışır. Ancak bu bilge şaman artık yaşlanmış ve eskisinden daha da yalnızdır. Bu sebeple eski pratikliğinden ve bilgeliğinden pek eser kalmamış hatta bunama emareleri göstermektedir. Buna rağmen birlikte yolculuğa çıkarlar.

Karıncalar parayı seviyorlar. Ben sevmiyorum, tadı kötü.
Nehir üzerinde ormanın derinliklerine doğru yol aldıkça, Karamakate eski anılarını ve bilgeliğini hatırlamaya başlar. Bu yolculuk ikisi içinde farklı bir anlam ifade etmektedir. Şöyle ki, yolculuk boyunca hafızasını ve amaçlarını tekrardan hatırlayan Karamakate, nihayet yapması gerektiğini düşündüğü şeyi yapmaya vakıf olur. Schultes ise çeşitli yalanlarla yol boyunca Karamakate'yi kandırmış olsa da, kendisine sunulun gerçeklik ve bilgelik karşısında bir insan olarak tüm yüklerinden kurtulup özüne dönmeyi başaracaktır. Böylece eve dönüş yolculuğunu, tek başına ve tüm yüklerinden arınmış şekilde gerçekleştirecektir.

SON SÖZLER


Siyah beyaz filmlere ayrı bir ilgi besliyor olmamın da etkisiyle çok beğendiğim bu filme herkesin aynı gözle bakacağını sanmıyorum. Sizi yüksek dozda heyecana, gerilime veya maceraya boğan bir film değil. Aksine, ormanın dingin müziğinin, şırıl şırıl akan suların eşliğinde, siyah beyaz anlatımıyla sizi maddenin her türlü renginden ve büyüsünden uzaklaştırarak saf bilgiye ve manaya eriştirmeye çalışan bir yapım. Özellikle sesler sizi filmin içerisine öylesine çekiyor ki, etkisinden çıktığınızda, ne kadar sessiz bir ortamda olursanız olun, etrafınızdaki gürültüden rahatsız olacaksınız.

Bu tarz "sanatsal" nitelikli, "mesaj iletme" ve "düşündürme" kaygısı taşıyan filmlerden hoşlanıyorsanız, seveceğiniz bir film olduğunu düşünüyorum. İlk defa böyle bir film izleyecekseniz de kesinlikle sabırlı olun ve farklı bir gözle bakmaya çalışın. Elbette tamamen zevk meselesi, tercih sizin. :)

NE OKUDUM NE İZLEDİM PUANI:


FİLM İNCELEMESİ #12: EL ABRAZO DE LA SERPİENTE / YILANIN KUCAĞINDA FİLM İNCELEMESİ #12: EL ABRAZO DE LA SERPİENTE / YILANIN KUCAĞINDA Reviewed by Ne Okudum Ne İzledim on Ağustos 01, 2016 Rating: 5

21 yorum

  1. Eğer izlersem ilk defa bu tarz bir film izlemiş olacağım.. Sakin kafa ile izleyebileceğim bir gün için listeye alıyorum. Sever miyim bilemedim ama deneyeceğim o ruha girmeyi :)
    Her zamanki gibi kalemin şahane.. Ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğim gibi bir çok kişi için "sıkıcı" kategorisinde bir film ama ben beğendim, farklı gözle izlemek gerekiyor, bakalım yorumunu bekliyor olacağım. Teşekkürler. :)

      Sil
  2. İlk fırsatta izleyeceğim. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim. İyi seyirler dilerim. :)

      Sil
  3. değişik bir filmmiş anlattığına göre. izlemek gerek :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani alıştığımız sinema filmlerine göre farklı şeyleri vurguluyor, sinema dilini daha ustaca kullanıyor diyebiliriz. Denemekten zarar gelmez, izle bence. :)

      Sil
  4. Okurken huzur dolu bir ormanın içinde kayboldum sanki. Ne güzel anlatmışsın. "Sıkıcı sanat filmi" önyargımı değiştirir belki. İzleyeceğim inşallah ⭐

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşündüğüm ve hissettiğim şekilde yazdım izledikten sonraki izlenimlerimi, beğenmene sevindim. İnşallah sende beğenirsin, iyi seyirler şimdiden. :)

      Sil
  5. Yerli insanların demək olar nəsli kəsilib -_- Filmi izləmək istədim, çox maraqlıdır. Ağ-qara filmlər də başqa cəlb edir insanı. Yazı yaxşı imiş ki, filmi sevdirdi. ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle siyah beyaz filmlerin çok farklı bir havası var. İzlersen eğer, yazıdaki kadar beğenirsin umarım filmi, teşekkür ederim. :)

      Sil
  6. Film ilgimi çekti.Zaten senin tavsiye ettiklerinden izlemediklerimi mümkün olduğunca izliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genelde iyi filmler tavsiye etmeye gayret ediyorum, ama zevk meselesi tabi, bana göre iyi olan başkalarına sıkıcı gelebilir. Bu da öyle bir film, bakalım inşallah beğenir herkes. Teşekkür ederim. :)

      Sil
  7. Ne güzel özetlemişsin Serhat.Ben filmlerdeki fon müziklerinin, filmin önüne geçmesinden hiç hoşlanmam mesela.Şimdi yorumlarım bitsin filmi bulacağım nette. Zira doğal yaşamın korunması, bilgeler ve bu konudaki her şey beni cezbediyor.Emeğine sağlık oğlum. Sevgilerimle:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilerim beğenirsin Ece Abla, teşekkür ederim. İyi seyirler, sevgiler. :)

      Sil
  8. Mimlendin yine :D

    YanıtlaSil
  9. Film çok ilgimi çekti. Bugün izlemeyi düşünüyorum. Sonuna getirebilirsem yorum bile girerim belki. Seveceğimi düşünüyorum. Yine film ararken senin yazınla karşılaştım. Gönül rahatlığıyla açıp izliyorum öyle olunca. 2 haftadır yoksun yeni yazılarını bekliyoruz arayı açma:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Buse,
      Evet, elde olmayan sebeplerden dolayı arayı baya açtım maalesef. Dilerim beğenmişsindir filmi. Yorumun için teşekkürler. :)

      Sil
  10. Amazondaki hayat ve yokolmaya yüz tutmus veya yokolmus uygarliklarla ilgili film ve belgeselleri çok seviyorum. Keske onlar gibi yasayabilsek. Dogayla uyumlu yasayan bu insanlar yüzyillar boyu haksizca vahsi yaftasi yediler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu filmi de seversiniz diye düşünüyorum öyleyse. Çok eski ve büyük uygarlıklara sahip olmalarına rağmen, bunu doğayı yok etmeden başarabilmişler ve biz onlara "vahşi" diyerek geçiştiriyoruz. Kim daha vahşi düşünmek gerek aslında. :) Teşekkürler yorumunuz için. :)

      Sil
  11. bu filmi merak ettim ilk fırsatta izleyeceğim. Türkçe seslendirmesi var mı

    YanıtlaSil