KİTAP İNCELEMESİ #18: ATATÜRK DÖNEMİ EKONOMİ POLİTİKALARI - PROF. DR. MUSTAFA A. AYSAN



Ülkemizin önemli akademisyenlerinden olan Prof. Dr. Mustafa A. Aysan, Harvard İşletme Okulu'ndan ülkemize mastır derecesini getiren ilk isim olarak biliniyor. 12 Eylül döneminde ısrarlar üzerine çeşitli hükümet görevleri de yapmış ancak ilk fırsatta da siyasetten elini ayağını çekerek akademik çalışmalara yoğunlaşmış bir isim. Atatürk Dönemi Ekonomi Politikaları kitabı da Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki ekonomik başarılar ile günümüzde yapılan hataların başarılı bir karşılaştırması olarak özetlenebilir.



YENİ İKTİSADİ ANLAYIŞ

"Atatürk Dönemi Ekonomi Politikaları" kitabı, "Minval Yayınları" tarafından "Yaşama Açılan Penceredir Kitap" etkinliğinde verilen hediyelerden birisiydi. Kitapta, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik başarıları üzerinde duruluyor. Cumhuriyet'in ilk yıllarından başlayarak, Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümüne kadar geçen sürede yakalanan başarı verilerle destekleniyor. Bu doğrultuda; Atatürk dönemi para politikası, maliye politikası, dış ticaret politikası ve yatırım politikaları üzerinde duruluyor.

Ülkemiz hala siyasal partiler üstü ve uzun vadeli ekonomik politikalar demetine kavuşamamıştır.

Kitapta Büyük Buhran, Doğu Asya Krizi, OPEC Petrol Krizi gibi dünya tarihindeki önemli ekonomik krizlere ilişkin çarpıcı verilere, neden ve sonuç bakımından değerlendirmelere de rastlamak mümkün. Elbette tüm bunlarla birlikte Türkiye'nin çeşitli dönemlerde başa çıkmak zorunda kaldığı ekonomik krizlerin nedenleri ve sonuçları da yine verilerle desteklenerek sunulmuş. Prof. Dr. Mustafa Aysan'ın görüşleri ve ortaya koyduğu veriler bu anlamda çok doyurucu ve başarılı.

Ne sosyalist bir kalkınma modeli, ne kapitalist bir kalkınma modeli, ama kendi yarattığımız bir 'üçüncü yol'.

Kitapta irdelenen ve günümüz için model olarak ortaya konulan ekonomik anlayış ise "Kemalist Ekonomi Modeli" olarak isimlendirilmiş. Prof. Dr. Mustafa Aysan'a göre Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki ekonomik başarının, yüksek büyüme oranlarının, yerli paranın sürekli değerini korumasının ve enflasyon oranının düşük olmasının altında da bu anlayış yatıyor. Ayrıca bu anlayışın komünizm ile kapitalizmin aşırılıklarından uzak, devlet ile özel girişimler arasında yardımlaşmayı ve dengeli ilişkiyi savunan yeni bir anlayış olduğu vurgulanıyor. Özellikle kitapta değinildiği şekilde, ithalat-ihracat dengesini korumak ve ihracatı sürekli arttırmak için gerçekleştirilen uygulamalar okunmaya değer.

TÜRKİYE İŞ BANKASI VE MERKEZ BANKASI KURULUŞU

Osmanlı döneminde dış ticaretin ve finans sektörünün yabancıların elinde olduğunu görürüz. Çünkü o dönemlerde Türkler ticaretten ve bankacılıktan anlamaz, asla yapamazlar anlayışı hakimdir. Bu anlayışın hakim olduğu bir durumda ise ekonominin millileşmesi, yabancı tekelinden kurtulup gelişme göstermesi ise mümkün değildir.

Devlet bütçesi açıkları, dış ticaret açıkları, devlet borçlanmaları azaldıkça, ekonomi sağlam kaynaklardan beslendikçe, devlet işletmelerinin karları arttıkça, faizler yatırımları arttıracak kadar indirildikçe, ekonomimiz başarıdan başarıya koşmaktadır.

Cumhuriyet'in ilk yıllarına bakıldığında da bu anlayışta herhangi bir değişme göze çarpmamaktadır. Ancak Mustafa Kemal Atatürk'ün bireysel birikiminden sermaye ortaya koymasıyla, yıllar içerisinde hakim anlayışı ve ekonomideki yabancı tekelini kırma noktasında çok önemli bir adım olarak görülen İş Bankası'nın kurulması gerçekleşir. Celal Bayar ise bankanın başına getirilir. Türkiye İş Bankası'nın kurulması, kitapta bahsi geçen Cumhuriyet'in ilk yıllarında temeli atılmış başarılı adımlardan yalnızca bir tanesi. Ayrıca kitapta Celal Bayar'la gerçekleştirilen doyurucu bir söyleşi de yer almakta. Bu söyleşide ise döneme ilişkin birinci ağızdan bilgilere ulaşmak mümkün. 

26 Ağustos 1924'te Ankara'da kurulan Türkiye İş Bankası'nın ilk binası.

Prof. Dr. Aysan, ilk yıllarda gerçekleştirilen başarılı uygulamalardan ve ilk milli kuruluşların başarılarından yola çıkarak günümüz özelleştirme modasına da eleştiriler getirmiş. Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki anlayıştan uzaklaşmanın ekonomiye zarar verdiğini ve krizlerin oluşmasına zemin hazırladığı görüşünü destekleyen veriler de sunuyor. Türk Lirası'nın sürekli değer kaybına uğramasının altında da söz konusu uzaklaşmanın yarattığı dengesizliklerin yattığı görüşü savunuluyor.

BİR ELEŞTİRİ VE SON SÖZLER

Kitapta verilen bilgiler her ne kadar doyurucu ve faydalı olsa da çok sayıda yersiz tekrar yapıldığını söyleyebilirim. Ayrıca bazı tablolarda ufak hatalar da söz konusu, ilk baskı için mazur görülebilecek cinsten hatalar olsa da sekizinci baskısı yapılan bir kitapta gözden kaçması tuhaf hatalar gibi göründü bana. Daha akıcı ve tekrardan uzak bir eser olması daha iyi olurdu. Bir anlamda verilen bilgilerden aldığım keyfe gölge düşüren bir durumdu.

Ekonomiyi bilmek ve anlamak, geçmişte ve günümüzde yaşanan olayların perde arkasını okumaya, geleceği daha net görmeye yardımcı olur. Kitapta ortaya atılan görüşler ve destekleyici veriler bu anlamda çok doyurucu. Ancak, hem yukarıda eleştirisini yaptığım husustan hem de işlediği konu itibariyle herkesin keyif alacağı türden bir kitap değil elbet. Konuya ilgisi ve bilgisi olanların kazanım elde edebileceği ve keyif alabileceği bir kitap bana göre. Özellikle görüşleri desteklemek noktasında ortaya konulmuş veriler birçok kimse için kafa karıştırıcı veya sıkıcı olabilir. Özellikle üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Fakültesi kapsamındaki bölümlerde okuyan kimselerin okumasını tavsiye ederim. Keyifli okumalar. :)
KİTAP İNCELEMESİ #18: ATATÜRK DÖNEMİ EKONOMİ POLİTİKALARI - PROF. DR. MUSTAFA A. AYSAN KİTAP İNCELEMESİ #18: ATATÜRK DÖNEMİ EKONOMİ POLİTİKALARI - PROF. DR. MUSTAFA A. AYSAN Reviewed by Ne Okudum Ne İzledim on Ekim 08, 2016 Rating: 5

18 yorum

  1. Kapsamlı bir yazı. Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Yeni okuduğum trendeki kız kitabında senin de adın geçti :) Senin de yorumların ve düşüncelerin benim için çok önemli :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnceledim yazınızı, teşekkür ederim tekrar. :)

      Sil
  3. Esasen Cumhuriyet dönemi yapılan inkilap ve devrimleri iyice merak ediyorum özellikle de ekonomi alanını.Çünkü o dönemde en berbat şey iken ülkenin toparlanması nasıl olmuş bunu öğrenmek için iyi bir kitap

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üstelik Dünya Tarihi'nin gördüğü en büyük kriz olan 1929 Büyük Buhran dönemini de içeriyor, irdelenmesi gereken ve dersler çıkarılması gereken bir dönem bence de.

      Sil
  4. Bu tür kitaplardaki yersiz tekrarlar gerçekten can sıkıcı olabiliyor ama yine de bilgi yüklü bir kitap olmalı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet tekrarlar akıcılığı bozuyor, okuyanın ilgisini kırıyor. Yine de verilen bilgiler güzel gerçekten, güzel tespitler ve karşılaştırmalar mevcut.

      Sil
  5. 1 sene işletme okuyup iktisat dersinden ağzıma alamayacağım bir not alan biri olarak konu bana çok uzak :)) Okulu da bırakmıştım zaten. İlgilileri için eminim çok faydalı bir kitaptır.
    Sıfırdan, beş parasız bir ülkeyi ayağa kaldırmak da hiç kolay olmasa gerek. O dönemde ülke için çalışan herkese şükran borçluyuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin için okuması işkence halini alabilecek bir kitaptır öyleyse. :)
      Ekonomik anlamda cesur ve bilinçli adımlar atılan bir dönem. Büyük Buhran gibi dünya tarihindeki en büyük krizlerden biri yaşanmasına rağmen çok çabuk toparlanmış, krizi en az yarayla atlatan ülkelerden birisi konumundayız. Kesinlikle öyle. :)

      Sil
  6. İlgilisi için harika bir kitap bencede. Yorumun yine her zaman ki gibi mükemmmel, kalemine sağlık :)
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ilgi duyanlara bakış açısı ve güzel bilgiler kazandırıyor. Teşekkür ederim. :)

      Sil
  7. Meraktan öte öğrenmemiz gereken bilgiler bunlar Serhat. Zaten hediye bir kitap olsa bile okuyup öyle hakkını vererek yorumluyorsun ki, sadece senin beni kitap konusunda özendirdiğini yazmak zorundayım. Bugün çekiliş yazında altı ay uzak kalacağını yazmışsın. Yani yayınlarından öksüz kalacağız. Olsun varsın, sen bilirsin, mutlak sağlam bir nedenin vardır. Seni gözlerinden öperek uğurlayayım o zaman. Sağlık, başarı ve huzurlu günler dilerim oğlum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Ece Abla, mecburen öyle olacak ama senin ve diğer arkadaşların yazdığı güzel yorumlar beni çok mutlu ediyor. Yazdıklarımın fayda sağladığını bilmek çok güzel bir duygu. Fazla uzun bir süre değil, kısa zaman sonra döneceğim inşallah, kaldığım yerden devam ederim. :)

      Sil
  8. Aslında çok da meraklı değilimdir ama o kadar iyi yorumlamışsın ki ilgimi çekmedi değil kitap. İlgim yok dedim ama "Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla" kitabını geçen sene bir dersim için okumuştum ve zorunda gibi hissetmeme rağmen keyif de almıştım. O kitapta da amaç tarihi ekonomi teorisiyle, ekonomi teorisini tarihle açıklamaktı.Eğer okumadıysan tavsiye edebilirim. Özellikle bu tür kitaplar hoşuna gidiyorsa ondan da büyük keyif alırsın bence :') Eline sağlık.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söylediğin kitabın adını ilk kez duyuyorum, konuyu ele alış şekli güzelmiş, biraz baktım genel değerlendirmeler de senin gibi olumlu, teşekkür ederim önerin için. Okuduğum bölüm dolayısıyla ve tarihe olan ilgimden ötürü seviyorum, geçmiş ve günümüzdeki olayların iç yüzünü bilmek hoşuma gidiyor. Keyif alıyorum o yüzden bu tür kitapları okurken. :)

      Sil
  9. Bu paylaşımını kaç defa okumak istediysem her defasında bir şey oldu ve okuyamadım. Kısmet bugünmüş 😊. Çok kapsamlı ve çok güzel tane tane bir anlatım olmuş. Türkler ticaretten ve bankacılıktan anlamaz anlayışı çok ilginç geldi. Ve her zaman ki gibi Atatürk'ün ön görüsü ve Türk insanına güvenmesi sonucu kendi bireysel birikimiyle böyle bir girişim de bulunması yine onun ne kadar ilerici olduğunu gösteriyor sanırım. Emeğine, anlatımına sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özellikle kapitülasyonlar neticesinde yabancı tüccarların ve sermayedarların önü açılmış oluyor, rekabet edilemez hale geliyorlar. Uzun yıllar böyle devam edince de artık bizden ticaret ve bankacı olmaz anlayışı hakim oluyor doğal olarak, durumu kanıksıyoruz bir anlamda. Sadece dış ticarete aracılık edebiliyor bizimkiler. Bir kaç istisna dışında durum bu şekilde. Bu anlamda çok önemli bir adım İş Bankası gibi milli kuruluşların ortaya çıkması. Teşekkür ederim. :)

      Sil