DİZİ İNCELEMESİ: THE END OF THE F***ING WORLD

Aynı isimli çizgi romandan uyarlanmış olan The End of The F***ing World dizisi ergenlik çağındaki birbirinden tuhaf iki genç olan Alyssa'nın ve James'in her şeyden uzaklaşarak çıktıkları yolculukta yaşadıkları maceraları konu ediniyor. Başlarda gençlik hevesiyle atıldıkları kısa süreli bir macera gibi gözükse de hem niyetler hem de yaşanacak olanlar görünenden çok farklıdır.

Onu öldürmek ilginç olabilirdi. Ben de aşıkmışım gibi davrandım.

Henüz ergenlik çağında bir genç olan James'in en sevdiği hobisi öldürmektir. Alyssa ise argo konuşmayı seven, asi tavırları olan başına buyruk bir kızdır. Tek ortak noktaları yaşadıkları ailevi sıkıntılar olan bu iki genç normal olmayan bir tanışma faslının ardından ani bir kararla her şeyden uzaklaşmak ve özgür olmak adına buldukları bir araçla kaçarak maceraya atılırlar.

Sevgi açlığı çekenlerin sorunu, sevginin neye benzediğini bilmemeleridir.

Bu yolculuğa çıkmaktaki tek amacı Alyssa'yı yeni potansiyel kurbanı olarak görmesi olan James uygun bir anda babasının hediye ettiği bıçakla Alyssa'yı öldürmenin yollarını arasa da başlarına gelen olaylar neticesinde bu ikili arasında farklı duygular gelişmeye başlar. Başlarda çok basit bir cinayet planı gibi gözükse de James bir türlü istediğini yapamaz. Zamanla kendisini Alyssa'nın koruyucusu olarak görmeye başlar ve ikili arasındaki duygusal ilişki de gelişir. Birlikte vakit geçirdikçe birbirlerine daha samimi ve anlayışlı davranmaya çalışırlar ki bu da birbirlerini daha iyi tanımalarını sağlar. Öyle ki, hiçbir ortak noktası olmayan bu iki genç ihtiyaçları olan iki şey olan sevginin ve ilginin etrafında sürekli bir araya geleceklerdir.

Bir şeyden kaçtığınızı sanabilirsiniz ama kaçtığınız şey hep yanınızdadır.

Senaryo anlamında ilk bakışta ortalama ve yer yer saçmalayan bir gençlik dizisi izlenimi veren bu dizi göründüğünden çok daha fazlası. Kara mizah ögeleriyle süslenmiş başarılı bir dram, gerilim ve macera filmi olarak farklı kategorilerin başarılı şekilde harmanlandığı bir yapım. Dizinin müzikleri, kamera açıları ve sahneleri bir araya geldiğinde izleyeni tam manasıyla içine çeken bir yapım halini alıyor. Kullandıkları müzikler öylesine yerinde ve kaliteli ki sadece bunun için bile diziye hayran kalabilirsiniz. Bir benzetme yapmak gerekirse The End of The F***ing World dizisinin Quentin Tarantino'nun tarzını anımsattığını söyleyebilirim. 

Hayatı kontrol edemediğiniz hissine kapılabilirsiniz. Çünkü edemezsiniz. Hiçbir şeyin önüne geçemezsiniz. Sadece olan bitenle başa çıkabilirsiniz.

Dizideki James karakterini Black Mirror serisinin 3. sezonundan hatırlayanlar olacaktır. Alex Lawther'ın oradaki oyunculuğu da bana göre fena değildi ancak burada çok daha başarılı bir iş çıkarmış. Partneri olan Jessica Barden ise karakterinin tam anlamıyla hakkını vermiş diyebilirim. Birbirlerini iyi tamamlayan güzel bir ikili olmuşlar.

Söyleyecek çok şeyin olduğunda konuşmak niye zorlaşıyor?

Her bölümü 20-25 dakika aralığında seyreden, toplamda 2 sezon ve 16 bölümden oluşan diziyi bir gün içinde dahi rahatlıkla bitirebilirsiniz. Kısa sürüyor olması sizi yanıltmasın, The End Of The F***ing World izleyenin beklediğinden fazlasını verebilen içi dolu bir yapım. Tarantino filmlerinden aşina olduğumuz kendine has mizah ile ani çıkışları olan yapımlardan hoşlanıyorsanız, bu diziyi de vakit kaybetmeden izlemelisiniz. 

NE OKUDUM NE İZLEDİM PUANI: